top of page
Derya Dinç

Editörün Gözünden 2: Yazarların Kararsızlığı ve Ana Hat Çıkarma

Yazar koçluğu yaptığım müşterilerimin bir çoğu eserleri söz konusu olduğunda derin bir kararsızlık bataklığına saplanıyor. Bu insanlar özel ve profesyonel hayatlarında oldukça başarılı, yüksek motivasyona sahip ve hayatlarını düzenli bir şekilde yürütebilen insanlar. Fakat özellikle ilk kitabını yazmakta olan yazarlar, söz konusu eserleri olduğunda büyük bir şüpheye kapılıyor ve kararsızlık içinde sürekli olarak daha iyiye ulaşmak için değişiklikler yapıyorlar.


Peki bu değişikliklerin hepsi olumlu sonuçlar mı veriyor?


Bir yazar, özellikle kurgusal roman yazımında bir evren yaratır. Bu evren ister bizimkine benzer, isterse de tamamen eşsiz ve farklı bir evren olsun bu evrenin yaratıcısı ve sorumlusu yazardır. Bu dünyanın özellikleri, geçmişi, mitolojileri, karakterleri ve bu evrendeki olayların hepsi yazarın elindedir. Bu da yazarın kendi hikâyesi içinde hem küçük resmi hem de bütün evreni etkileyen yüzlerce karar vermesini gerektirir.



Yazarlarım kimi zaman romanları tamamlandığında ve editörlük süreçlerine geçilmesi gerektiğinde içindeki şüphelere teslim oluyorlar. Burada kitabın, bir karakterin ya da şehrin adını değiştirmek gibi basit bir düzeltmeden bahsetmiyorum. Bunun yerine kitaba yeni bir karakter eklemek, olay sıralamasını değiştirmek, bir karakterin cinsiyetini değiştirmek veya iki karakter arasındaki ilişkiyi kökünden değiştirmek gibi köklü değişikliklere gidiyorlar.


Kimi zaman bu değişiklikler kitabın ve hikâyenin gerçekten ihtiyaç duyduğu noktalar olabiliyor. O zaman bu değişiklikler, ne kadar kapsamlı olursa olsun ve uygulaması ne kadar zaman alırsa alsın hikâyeye olumlu bir katkıda bulunabiliyor. Fakat bu noktada kitabın içeriğini arama özelliği kullanarak düzeltmek ve değiştirmek yerine tüm hikâyeyi baştan masaya yatırmak, tüm içeriğin üzerinden satır satır geçmek ve yapılan değişikliğin yaratacağı kelebek etkisini hikâyeye ustaca bir şekilde uygulamak gerekiyor.


Bu aşamada pek çok yazar zaten üzerinde aylar, belki de yıllar harcamış olduğu metni tekrar satır satır elden geçirmeyi çok fazla buluyor ve projeyi yarım bırakıyor. Hikâyede yapılan büyük bir değişiklik, özellikle yaratacağı kelebek etkisiyle tüm kitaba yayılır ve bu da yazara tüm işi baştan yapmaları gerekiyormuş hissi verebilir. Bu noktada zaten yorgun ve bıkkın olan yazar adayları da bu hayallerini rafa kaldırabilir. Bir metni tekrar tekrar okumak, hikâyenizi ne kadar seviyor olursanız olun zorlu bir iştir. Sektörde metin körlüğü dediğimiz olguyla da baş edebilmeyi gerektirir. Bu da hataları gözden kaçırmanıza neden olabilir.


Metin körlüğü bir metnin tekrar tekrar okunması karşısında beynin yanlışları farkında olmadan düzeltmesini veya gözden kaçırmasını kapsar.

Bu aşamada birlikte çalıştığım ve danışmanlık yaptığım yazarlar, eğer bana projelerinin başında ulaşmışlarsa onlara ana hat belirleme adı verilen bir süreç öneriyorum. İngilizcede “outlining” adı verilen bu süreç bir hikâyenin iskeletini oluşturur. Yazarın takip edebileceği bir program yaratır ve yazım sürecini kolaylaştırır. Daha da önemlisi, bir kitap yazmak gibi zorlu, çok zaman ve emek isteyen bir iş söz konusu olduğunda ana hat belirleme işin sonunu görmenize yardımcı olur. Bu yöntem ile bir roman yazmaya başlayıp sonuna gelmeden kaybolmak, sonunu getirememek gibi riskleri daha yazmaya başlamadan önce elemiş olursunuz. Ayrıca karakter cinsiyeti, ilişkileri, geçmişi gibi yapacağınız büyük değişiklikleri de önceden görür ve bunların tüm hikâye üzerindeki etkilerini projenizin yazım aşamasına geçmeden tüm hikâyeye uygulayabilirsiniz.


ana hat çıkarma outlining

Bana yazar koçluğu için projelerinin başında ulaşan yazarlarım çoğunlukla ikiye ayrılır. Bazısı hemen yazmaya başlamak için heyecanlıdır, onları yavaşlatmak ve ana hat çıkarmalarını sağlamak zor olabilir. Diğerleri ise kaosu organize etmeyi, daha planlı ve programlı ilerlemeyi ve tünelin ucundaki ışığı projenin başındayken görmeyi yararlı bulur. Bu yazarlarımla (müsait oldukları zamana bağlı olarak) ilk bir ay boyunca hikâyelerinin ana hattı üzerinde çalışmayı tercih ederim. Bu süre işin başında size uzun görünebilir, ancak roman yazımı sürecinizi çok daha kısaltacak, daha verimli bir hale getirecek ve projenin ortasına ulaştığınızda sonunu yazamayacağınızı fark ederek zaman kaybetmenizi engelleyecektir.


Ana hat çıkarma konusunda özellikle İngilizce dilinde pek çok kitap ve içerik mevcut. Yazar adaylarımla çalışırken benim tercih ettiğim yöntem ise onlara kısa görevler ve ödevler vermek. Bu ödevlerin ilki “farz edelim ki” adını verdiğim süreç. Bu aşamada yazarlarımdan hikâye fikirlerini tek bir soru ile özetlemelerini istiyorum. Buna bir örnek vermek gerekirse, çok satan Açlık Oyunları (Suzanne Collins) için bu soru “Ya çocuklar gladyatör tarzı oyunlarda savaşmak zorunda kalsaydı?” olurdu. Charles Dickens’ın Büyük Umutlar kitabı içinse bu soru “Bir yetime bilinmeyen biri tarafından büyük bir servet verilmiş olursa ne olurdu?” Yüzüklerin Efendisi hikâyesinde ise “Tüm dünyayı değiştirecek kuvvete sahip bir yüzük, en ufak yaşam formlarından birinin eline geçseydi ne olurdu?” Yazarlarımın hikâye fikirlerini bu şekilde özetlemeleri, onların planlama ve yazım sürecinde ana konudan sapmamalarına yardımcı olur.


Ana hat çıkarmanın ikinci adımı ise beklenen ve beklenmeyen noktaları özetlemek. Burası yazarlarımın hikâyedeki sürpriz sonları ve beklenmeyen noktaları belirledikleri yer. Örneğin ana kahramanın aşık olduğu kadını elde etmesi veya kötü adamın ölmesi gibi pek çok kitapta ortak nokta olarak yer alan faktörleri çıkarmak, hikâyeyi yazarken ilerlediğiniz yönü görmeniz için önemlidir. Açık Oyunları hikâyesinde ise aynı arenadaki iki karakterin birbirine aşık olması, oyunların ülke çapında isyanlara yol açması gibi sonuçlar ise beklenmedik noktalardır. Bunları net bir şekilde belirlemek bir yol haritası çıkarır ve hikâye gidişatı için büyük bir önem taşır. Ayrıca bu noktaları önünüzde bir liste olarak görmek kararsızlığınızı azaltacak ve yapacağınız değişiklikleri henüz yazım sürecine geçmeden uygulamanızı sağlayacaktır.


romanımın yol hikâyesi

Ana hat çıkarmanın diğer yönleri arasında ise büyük zorlukları ve bu zorlukların etkilerini, hangi karakterin ne kadar etkilendiğini, ana karakterlerin öz geçmişlerini ve kısa geçmişlerini çıkarmak gibi adımlar bulunur. Hikâyenin geçtiği manzaralar ve konumlar belirlenir, betimlemeleri yapılır. Zaman çizelgesi oluşturulur. Karakterlerin kişilikleri açısından başladıkları nokta ve hikâyenin sonunda ulaşmaları istenen nokta özetlenir: Örneğin Hobbit hikâyesinde Bilbo maceralardan korkan, kendi konfor alanından çıkmayan bir karakterden içindeki cesareti keşfeden, arkadaşlıklar kuran, dünyayı gezen ve zekâsıyla zorlukları alt eden bir karaktere dönüşür. Aynı şeyi her türlü Disney prenses hikâyesinde de görebilirsiniz; bu prensesler baskı altında yaşadıkları, onlardan bekleneni yerine getirmekten ibaret hayatlarındaki zincirleri kırarak içlerindeki cesareti, özlem duydukları özgürlüğü ve aşkı ve dünyayı keşfetmekten oluşan bir hikâye yaşarlar.


Ana hat belirlemek özellikle ilk kitabını yazmakta olan yazarlar için çok önemli bir adımdır. Bu aşamada işinde uzman bir geliştirici editörden destek alabilir ya da konu hakkındaki kitap ve kaynakları inceleyebilirsiniz. Sonuç olarak ana hat yazmak ve kitabınızı yazmaya başlamadan önce onu mümkün olduğu kadar detaylı bir şekilde planlamak yazma aşamasında size çok zaman kazandıracak, kararsızlıklarınızı sona erdirecek ve hikâyenizi çok daha tutarlı bir hale getirecektir.

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page